Türk Birliğine Tarihten Bakış
TÜRK BİRLİĞİNE TARİHTEN BİR BAKIŞ
İslam'dan önce beşinci asırda bütün Avrupa'yı kuzeyden güneye çiğneyip geçen ve Roma'ya baş eğdirip üzengi öptüren Atilla'da katiyetle bizim soyumuzdandır. Türk'tür. Bizim atalarımızdandır. Atilla, bu başarısını Türk Milleti'ni birlik halinde tutmasından dolayı sağlamıştır.
Secere-i Terakiname'nin bir ifadesiyle;
Oğuz ile göçüp yürümedik yol var mı?
Evin tutup oturmadık yurt var mı?
'Etrakki Cüz-i A'zam-ı Terkib-i Alem' yani; 'Türkler insanlık aleminin terkibinden (bir araya getirilmesi) en büyük parçadır' denmektedir.
Türkler bu büyüklüklerini her zaman birlik olmada bulurlar. İşte karşımızda tüm görkemiyle Selçuklu İmparatorluğu durmakta ve şanlı ihtişamıyla Osmanlı İmparatorluğu. Her ikisinin de kuruluşu aynı değil midir? Milletin birlik içinde olmasından kaynaklanan ve tüm dünya üzerinde nam ve büyük etki sağlayan 16 büyük imparatorluğumuzdan sadece ikisi. Beylerin birleşmesinden devlet, devletlerin birleşmesinden ise imparatorluklar meydana gelir. Ya daha öncesi? Selçukludan daha da gerilere gidelim, Türk tarihinin başlangıcına! Metehan (Oğuz Han)'ın sözü kulaklarımızda çınlasın;
'Benden eğerimi isteyin vereyim, o benim malımdır. Atımı isteyim vereyim, o benim malımdır. Çadırımı isteyin vereyim, o benim malımdır. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin, vermem! O büyük Türk milletinin malıdır.
Şüphesiz ki her milletin feyz aldığı bir kaynak vardır. Bu feyz kaynağını kurutan milletler tarih sayfasından silinmeye mahkumdur. Binlerce yıllık tarihi olan Türk Milletinin feyz kaynağı da Türk 'Oğuz' Töresidir. Atalarımızın 'Her şey kalkar ama töre kalkmaz' sözü takdire şayandır.
Mevzu bahis ettiğimiz Türk tarihinin Milli Kahramanı ve Atası Oğuz Han, Büyük Hun İmparatorluğunun kurucusudur.
Türk Devlet Geleneği'nin temel taşlarını koyan Türk Hakanının vazettiği kanunlar 'Oğuz Töresi' olarak ün yapmış, 16 büyük Türk İmparatorluğunun güç kaynağı olmuştur. 24 Oğuz Boyunun atası olan Oğuz, Türk Töresini; disiplin, adalet, ahlak ve millete hizmet esası üzerine inşa etmiştir. Kanun sayılan bu törenin en büyük özelliği ise Türk Milletinin her zaman ve her yerde birlik içinde olması gerektiğidir.
Atam Bilge Han ile onun gibi Türk Hakanları yurdun birliğine, dilin birliğine, bayrağın birliğine büyük önem verdiler. 'Türk yurdu bölünmez' dediler.
Bilge Han, Orhun Abideleri'nde; Tanrı (Allah)'nın emriyle Hakanlık makamına oturduğunda karşısında dağılmış, parçalanmış, yozlaşmış, Hars (Kültür)'ını unutmuş ve töresinden uzaklaşmış bir millet bulduğundan bahsediyor açık bir şikayette bulunuyordu. Onlara pişmanlık duyması ve bizlerinde bu olaydan ders almamız için; '…Yukarıda gök basmasa! Aşağıda yer delinmese! Ey Türk Milleti! Senin töreni kim bozabilir. Kendine dön!...' diye seslendikten sonra devamında gelecek nesillere nasihatlerde buluyordu;
'Ey milletim! Bil ki ben zengin ve parlak bir millete hakan olmadım. Zayıf ve güçsüz bir milletin başına geçip tahta oturdum. Kardeşim Gültekin ve yeğenlerim olan prenslerle and içtik. Babamın, amcamın hayatlarını verdikleri millet uğruna biz de bütün gücümüzle çalıştık. Başına geçtiğim Türk Milletinin birliği ve yüceliği için gece uyumadım, gündüz oturmadım, ölesiye, bitesiye çalıştım. Tanrı yardım etti, bahtım yar oldu yoksul milletimi bütün milletlerden üstün kıldım.'
Bu yazı da bize açıkça gösteriyor ki tarihin her safhasında Türk birlik içinde olduğu zamanlarda güç, zenginlik kazanmıştır. Bu güç ve zenginliğini şimdiki güçlü ülkelerde yapılan sömürü politikasıyla değil çalışarak ve birlik halinde olarak elde etmiştir. Hükmettikleri topraklarda sömürü zihniyeti şöyle dursun; eşitlik, adalet ve Oğuz Töresi'ni esas almışlardır.